Türkiye’de turizm, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki arkeolojik ve tarihi alanlar üzerine yoğunlaşmıştır.
Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olması dolayısıyla da antik döneme sahip birçok yapıyı barındırmaktadır. Sultanahmet Camisi, Ayasofya ve Topkapı Sarayı bunlardan birkaçıdır.
Diğer önemli turizm alanları; Roma İmparatorluğu döneminden kalan Efes, Truva, Bergama,Side, Meryem Ana Evi’nin yanı sıra Kapadokya, Nemrut ve Pamukkale bölgeleridir.
Plaj bölgeleri, genellikle Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşayan insanlar ve Batı Avrupa’dan gelen turistler için önemli bir turizm alanıdır. En önemli plajlar, Ege kıyılarından başlar ve Akdeniz’de Antalya yakınlarında son bulur. Bodrum, Fethiye, Marmaris, Kuşadası, Alanya önemli tatil yöreleridir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de turistik bölge sadece Çeşme – Alanya hattında sıkışıp kalmıştır. Yabancı turist sayısı 2002 ve 2010 yılları arasında, 12.8 milyondan 27.8 milyona ulaşmıştır, ki bu sayı Türkiye’yi “Yabancı Ziyaretçiler için En İyi 7 Ülke” arasına sokmuştur.
Fethiye
Fethiye, Muğla ilinin 13 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir.
Kentin eski adı Meğri’dir. Bu ad, Rumca’da “uzak diyar” anlamına gelen Makri’den gelir.
Özellikle turizm açısından gelişmiştir. 2014 yılındaki nüfusu 145,643’tür. Muğla’nın en büyük ilçesi ve Muğla merkezde dahil olmak üzere en büyük yüzölçümüne ve yerleşim alanına sahip ilçedir.
Nüfus yoğunluğu açısından da Muğla merkez ve diğer ilçelerden büyüktür.
Coğrafi Konum
Fethiye, Akdeniz Bölgesi’nin batısında, Muğla iline bağlı bir ilçedir. Yüzölçümü 3.059 km²’dir. Muğla ili de dahil en geniş yüzölçümüne sahiptir. Doğu ve Güneydoğu’su Antalya ili, güneyi, güneybatısı ve batısı Akdeniz, kuzeybatısı Dalaman ilçesi, kuzeyi Denizli ve Burdur illeriyle çevrilidir. Antik Telmessos kentini de içinde saklayan Fethiye ilçesi, Fethiye körfezi’nin doğusunda, Fethiye ovası’nın güneybatısında yer alır. İzmir-Muğla üzerinden gelerek; Antalya’ya ulaşan kıyı yolu 1 km. doğusundan geçer. Bu yolla, il merkezi Muğla’ya uzaklığı yaklaşık 130 km’dir.
Fethiye, pek çok önemli depremler geçirmiştir. 1856 yılında bir deprem olduğu bilinmektedir. Ancak, 25.04.1957 tarihinde, saat 04.25 ‘de 7.1 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş ve 67 kişi ölmüş, 3200 adet binada hasar meydana gelmiştir.Tekrar inşa edilen Fethiye’de şu an modern bir liman ve marina vardır. 10 Haziran 2012 tarihinde Ölüdeniz açıklarında 6.1 şiddetinde meydana gelen depremde can ve mal kaybı olmamış fakat bir çok ev ve işyeri hasar görmüştür.
Tarihçe
Bugünkü Fethiye kenti yakınlarındaki Belen’de, M.Ö. 3000’lerde kurulduğu sanılan antik Telmessos kenti, Likya’nin Karya sınırında yer alıyordu. Uzun bir süre Likya’ya karşı bağımsızlığını koruduktan sonra, M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğine girdi. M.Ö.5. yüzyılda Delos Birliği’ne, M.Ö.362’de de Likya’ya katıldi. Ardından Likya’yı topraklarına katan Perslerin Karya Satrapı Mausolos’un eline geçti. M.Ö.333’te Anadolu’yu Persler’in istilasından kurtaran İskender’in egemenliğini Selevkoslar’ın yönetimi izledi. M.Ö.3. yüzyıl sonlarında Mısır’daki Lagos Hanedanı’na bağlandı. M.Ö.188’de Pergamon (Bergama) Krallığı’nın egemenliğine girdi. Pergamon Krallığı’nın M.Ö.133’te yıkılmasından sonra kısa bir süre bağımsız kaldı ve Rodos’la işbirliği yaparak Pontus Kralı Mithradates’e karşı koydu. Daha sonra Roma ve Bizans yönetiminde yaşadı. 8. yüzyılda Anastasiuopolis, 9. yüzyıldan sonra da anılmaya başlandı. 1284’te Menteşeoğulları’nın yönetimi altına girdi; 1424’te Osmanlı topraklarına katıldı. Zamanla Meğri’ye dönüşen adı, 1914’te uçağı düşen ilk hava şehitlerinden Fethi Bey’in anısına Fethiye olarak değiştirildi. 19. yüzyıl sonlarında Aydın vilayetinin Menteşe Sancağı’na bağlı bir kaza merkezi olan Fethiye, 11 Mayıs 1919 ile 20 Haziran 1920 tarihleri arasında İtalyan işgali altında kaldı.
Turizm
Ölüdeniz gibi dünyada eşi bulunmayan bir kumsalı bulunan Fethiye, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Af Kule gibi dalış bakımından çok uygun yerlere sahiptir. Turizme açılmış birçok mağara mevcuttur. Doğal yapısı ile Yamaç paraşütü gibi alternatif sporlar
yapılmaktadır. Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu gibi doğası bozulmamış çok özel bölgeler vardır. Günlük turlar ile 12 Adalar diye adlandırılan adalar ziyaret edilebilir. Ölüdeniz kumsalı 2006 yılında %82 oyla dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.
Likyalılara ait kayalara oyulmuş kral mezarları.
Ölüdeniz dışında Fethiye civarındaki birbirinden güzel kumsalları: Belcekız (Belceğiz), Çalış Kumsalı, İztuzu Kumsalı (Dalyan)
Bu kadar alternatifin yanında antik çağlardan kalmış kent kalıntıları ile kültür turizmine de açıktır. Fethiye çevresindeki antik kentlerin bazıları şöyledir: Telmessos, Kaunos, Kadyanda, Tlos, Pınara, Letoon, Sidyma ve Ksantos. Bunların dışında zengin eserleriyle Fethiye Müzesi de turizme hizmet etmektedir.
Şövalye Adası: Tarihte Meğri adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası; Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklinde bir adadır ve limanı korunaklı bir yer haline getirir. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek adadır. Şövalye adasının batısında Kızılada, doğusunda Çalış Kumsalı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu güneş ışığını takip eder.
Yapılabilecek Spor Aktiviteleri:
- Likya yürüyüş yolunda doğa yürüyüşü (trekking)
- Babadağ’da yamaç paraşütü
- Atlı gezintiler
- Araçlı gezintiler (kamyon ve jip gezileri)
- Af Kule’de dalma
- Çalış kumsalında yelkencilik
- Su sporları: su kızağı (jet-ski), uçan yelken (parasailing), su kayağı (waterski), ayaklı tekne (catamaran), su muzu (banana), su simiti (ringo), rüzgâr kayağı (surf)
- Kürekçilik
- Dalaman Çayı’nda nehir salı (rafting)
Göcek
Coğrafi Konum:
Göcek Mahallesi, Fethiye İlçesi’nin batısında ve Dalaman İlçesi ile sınırında bulunmaktadır. Batısı Akdeniz, kuzey batısı Dalaman İlçesi, kuzeyi Gökçeovacık Mahallesi ve doğusunda İnlice Mahallesi bulunmaktadır.
İdari Yapı:
Göcek Belediyesi, 30 Mart 2014 tarihi itibari ile Fethiye’ye bağlanıp mahalle olmuştur.
Göcek Hakkında:
Adını yöre halkının göç zamanını hadi göçek şeklinde haberleşmesi sonucu zamanla alındığı rivayet edilir. T.C. Dahiliye Vekâleti, son taksimatı mülkiyede köylerimizin adları Ankara 1928 dizelgesinde KÖYCEK İSKELESİ olarak geçmektedir. Komşu köy Gökçeovacık, KÖYCEK OVASI olarak geçmektedir.
Mahallemiz, Muğla – Fethiye yolu üzerindedir. 2006 yılına kadar Dalaman dan sonra bölgeye ulaşmak için oldukça dar ve virajlı bir karayolunu geçmek gerekmekteydi. 2006 Haziran ayında hizmete giren 980 metre uzunluğundaki Dalaman tüneli ile ulaşım son derece kolaylaşmıştır. Ayrıca bu tünel Türkiye’de yap-işlet-devret modeli ile yapılan ilk tünel olup geçiş ücretlidir.Zamanın muğla milletvekili Hasan özyer in ısrarla üzerinde durması ve bizzat gayretleri neticesi göcek tüneli kısa zamanda bitirilerek adeta göceğe hayat vermiştir.Fethiye,dalaman, göcek bundan çok şey kazanmıştır.Yöreye son 50 yılda yapılan enbüyük yatırım göcek tünelidir.
Yerleşik nüfusu 6.590 ‘dır. Yaz aylarında bu sayı 9,000 inin üzerine çıktığı düşünülmektedir. Mavi Yolculuk çıkış ve bitiş noktası olarak yoğun yat trafiğine sahiptir. Özellikle uluslararası sulardan gelen uzun yol gezginleri için kapalı körfezi ile sakin ve güvenli bir limandır. Temiz Akdeniz suları , yemyeşil çam ormanları ve plajları ile saklı bir cennet kabul edilen Koyları ve adaları ile deniz yolcuları için vazgeçilmez bir rota haline getirmiştir. Tatil amacı ile karayolu ile gelen yerli ve yabancı turistlere hizmet verecek kapasitede kaliteli konaklama birimleri, günübirlik tekne turu hizmeti veren eğlenceli sahili ve yakın mesafelerdeki birçok plaj ve koyu ile tatilciler için değişik bir alternatiftir.
GYC tarafından her yıl 19 Mayıs ve 10 Kasım haftasında düzenlenen iki ayrı Regatta (yelken yarışı) yapılmaktadır. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı yarışlar beldeye renk ve popülarite katmaktadır.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan) kutlamalarıda şenlik havasına dönüşerek yıllar içerisinde kalıcı bir düzenleme haline gelmiştir. Her yıl 23 Nisan kutlamalarındaki etkinliklere katılmak ve izlemek amacı ile çevre beldelerden ziyaretçiler gelmekte.
Karayolu ile gelen ziyaretçilerin geceleyebileceği her standarda uygun Oteller, Apart Oteller, Pansiyonlar vardır. Bunun yanı sıra, sahil boyunca ve çarşı içinde çok sayıda restoran, cafe ve bar bulunmaktadır.
Bölgemizin bir başka şanslı tarafı ise yine özel arabayla veya otobüs ve dolmuşla Sarıgerme, Ölüdeniz, Dalyan gibi ören yerlerine 30 dakika ile 45 dakika arasında ulaşabilmesidir.
Ekin Etkinlikleri:
1999 yılından itibaren, Ekin (Kültür) ve Gezim(Turizm) Derneği’nin katkılarıyla her 23 Nisan’da 23 Nisan Çocuk Şenliği ve İlkbahar sonunda Yayla Yürüyüşü ve Sonbahar başlangıcında Yayla Dönüşü etkinlikleri düzenlenmektedir.
Deniz:
Beldede büyük ve uluslararası yat gezimi açısından önem arzeden altı adet yat limanı bulunmaktadır. Beldenin en önemli özelliği son derece korunaklı ve geniş bir körfez içerisinde yer alan ada ve koyları bünyesinde barındırmasıdır. Bunların doğal sonucu olarak gelişmiş bir yat gezimi gizil gücüne sahiptir.
Yat Limanları:
Belediye Marina
Skopea Marina
D-Marin
Club Marina
MarinTürk Village Port
MarinTürk Exclusive
Kara:
Göcek beldesi Özel Çevre Koruma bölgesinde kaldığından dolayı, çok katlı inşaat izni olmaması sebebi ile konaklamak için 2 katlı otel, motel, apart ve pansiyonlar bulunmaktadır. Bir turizm beldesinin sahip olması gereken tüm alt yapı, donanım ve mekanlara sahip olan Göcek’in en önemli özelliği alışıla gelmiş tatil beldelerine göre sakin ve huzurlu bir yer olmasıdır.
Babadağ
Babadağ güney-batı Türkiye’de doğu Akdeniz bölgesindeki Muğla ilinin Fethiye ilçesinde bulunan bit dağ’dır.
Bu dağın iki zirvesi bulunmaktadır. En yüksek rakımlı zirvenin irtifası 1,969 metredir. “Karatepe” adı verilien ikinci zirvenin rakımı 1,400 metredir. Bu iki zirve karşı karşıya bulunmakta ve aralarından derince bir sel vadisi geçmektedir. Her iki zirve de kireçtaşı/kalkerden oluşmuştur. İki zirvenin birbirinde ayrık olması dolayısıyla bazı coğrafyacılar Babadağı’nı bir “sıradağ” olarak nitelendirmektedirler.
Babadağ çok zengin olan bitki türleri ile dikkati çekmektedir. Bu bitkiler arasında 1,400 m ile 1,800 m rakımlı arazide gayet yaygın (Acer undulatum) Latince sınıflanma isimli bu bölgeye has akçaağaç türünden ağaçlar ve (Cedrus libani) Latince sınıflanma isimli Türkiye’ye has sedir türü ağaç ormanları çok önemlidir.
Babadağı zirvesi ve “Karatepe” adı verilen alt-zirve denize çok yakındır; denizden uzaklık 5km yi geçmez. Bu nedenle Fethiye ve civarına gelen turistler için bu zirvelerden denize doğru rotalı “yamaç paraşütü” sporu geliştirilmiştir.
Kaş
Tarihçe
Kaş’ın etrafında adı bilinen Istlada, Apollonia, İsinda, Kyaenai gibi antik kentler yanında ismi bilinmeyen birçok harabe yeri vardır. Bunlar irili ufaklı antik yerleşimlerdir. Örneğin Tüse Köyü’nün yakınındaki alçak bir tepe üzerinde Tysse adında küçük bir yerleşme bulunur.
Coğrafya
Yüzölçümü 2.231 km²’dir. Batıda Eşen Çayı ile Muğla’nın Fethiye ilçesinden ayrılır. Doğuda Demre kuzeyde ise Elmalı ilçelerine komşudur. Akdeniz’de tam karşısında, 2.100 m mesafede Yunanistan’a bağlı Meis Adası bulunur. Antalya il merkezine 189 km mesafede yer alan Kaş’ın sahil uzunluğu 70 km civarındadır.
Kaş’ta Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Deniz seviyesinden 700 m. yüksekliğe kadar Akdeniz iklimi etkisi görülür. Yüksek kesimler ise Karasal İklim etkisindedir. Kaş Kasabası yazın Akdeniz sahillerimizin gündüzleri en serin yeridir. Ayrıca yazın nem oranı açısından Akdeniz kıyı şeridinin en düşük değerlerine sahiptir. Kışın ise hava sıcaklığının 0’ın altına hiç düşmediği Türkiye’deki tek merkezdir.
Ekonomi
Kaş halkı geçimini yaz aylarında turizm amaçlı pansiyon, otel, ve motel işletmeciliği yaparak sağlamaktadır. İlçe halkının çoğunun yayla köylerinde toprakları mevcuttur. Ova ve yaylalarda yurdumuzun önemli yaş sebze, meyve ve çiçek üretimi yapılmaktadır. Kış aylarında da üretim seralarda yapılarak içte ve dışta pazarlanmaktadır. Yine yüksek ve dağlık yerlerde elma üretiminde önemli bir tarım girdisidir. Aynı zamanda balıkçılık da önde gelen geçim kaynaklarındandır.
Nüfus
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 5 belde, 48 köyden oluşmaktadır.
Turizm
Kalkan ve Gelemiş Köyü’nde son yıllarda turizm, hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu nedenle turistik tesislerin sayısı hızla artmaktadır. Kaş özellikle dalgıç turizmi bakımında ülkemizin önde gelen merkezlerinden biridir.
Meis Adası’na en yakın noktayı oluşturan Kaş’ta tarihi eserleri ve doğa güzellikleriyle önemli turizm potansiyeli vardır. Bir dil gibi denize uzanan Çukurbağ Yarımadası üzerinde yakın zamanda yapılan oteller bulunur. Kaş’ın içinde Büyük Çakıl Plajı, Küçük Çakıl Plajı ve Akçagerme Plajı’nda denize girmek mümkündür. Ayrıca kayıkla Limanağzı plajı’na gidilebilir.
Kaş’ın etrafında yer alan 6 adet mağaradan Kaş’a 18 km. uzaklıktaki Mavi Mağara, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, güvercinleri ile ünlü Güvercinlik Mağarası en ünlü olanlardır.
Kaş’ta artan turizm faaliyetleriyle birlikte, trekking, dağcılık, rafting gibi doğa sporları da gelişmektedir. Gömbe’deki Yeşilgöl ve Uçarsu Şelalesi turist çeken doğa alanlarındandır. Akdağ’ın dibinde bulunan 1220 rakımlı bir yayla kasabası olan Gömbe Kaş’tan 65 km uzaklıktadır. 3015 m. yüksekliğindeki Akdağ ise Batı Toroslar’da Kızlar Sivrisi’nden sonra en yüksek zirvesidir.
Gömbe’de Komba antik kenti ve buradan 13 km. uzaklıkta Nisa antik kenti vardır. Ayrıca Kaş içinde Kandyba antik kenti vardır. Kaş’a 12 km uzaklıkta Phellos antik kenti bulunur.
Turistik açıdan önemli olan Kekova’daki batık şehre Kaş’tan tekne ile gidildiği gibi karadan Üçağız’a gidilip kayıkla da gezilebilir. .
İlçede dalış ve yamaç paraşütü başta gelen sporlar arasındadır. Türkiye’nin en iyi dalış bölgesi olarak kabul edilir.
Sualtı doğal ve tarihi değerleri açısından Türkiye’de önemli bir noktadır. Bu nedenle bölgede sualtı ekolojisi, mağara bilimi ve arkeoloji araştırmaları 2003 yılından beri yapılmaktadır. Sualtı arkeolojisi konusundaki önemli bir girişim Ekim 2006 yılında Hidayet Koyu’nda yapılan Kaş Arkeopark Deneysel Arkeoloji Projesidir.
Beldeleri
- Gömbe
- Kalkan
- Kınık
- Ova
- Yeşilköy
Kalkan
Kalkan, Antalya’nın batısında, Kaş’a bağlı turistik bir beldedir.
Günümüzden yaklaşık 3000 yıl önceki Likya Uygarlığı’nın yaşadığı ve sayısız kentler kurulmuş Antalya ile Fethiye arasındaki topraklarda bulunan Kalkan ve çevresinde bu döneme dair şehir kalıntısı veya yerleşim görülmemektedir. Kalkan bundan 150 – 200 sene önce yakınında bulunan Meis isimli Yunan adasından gelen tüccarlar tarafından kurulduğuna inanılır. Tarih boyunca güvenilir bir liman olması, Elmalı-Gömbe-Bezirgan yörelerinden gelen tarım ve orman ürünlerinin pazarlandığı ve yüklendiği bir liman olarak önemini korumuş, ama 1970’li yıllardan sonra Antalya karayolunun açılmasıyle deniz ticaretini zayıflayarak hemen hemen sonlanmısdır.
Uzun yıllar ulaşım zorluğunun da etkisiyle çevre ilçeler gibi canlılık kazanamamış ve kendini korumuştur. Son yıllarda özellikle İngiliz turistler tarafından keşfedilmiştir. İngilizler’in başı çektiği yoğun bir yabancı nüfusu bugün Kalkan’a yerleşmiş durumdadır. Bu hızlı gelişmeye rağmen, [Kalkan]’ın sırtını yasladığı dağlara doğru yayılan kentin eski dokusunun bulunduğu bölüm korunabilmiştir.
Belde içindeki deniz taşlıktır ama 13 km uzaklıktaki Patara’daki plaj sığ denizi kumsalı ile bir alternatif oluşturur. Kalkan koyu mavi bayrak ödülü almaya hak kazanan temizlik ve güzelliktedir.
Beyaz duvarlı evleriyle meşhur Kalkan, 1920’li yıllara kadar Kalamaki adıyla anılan eski bir Rum balıkçı köyüdür. O zamandan geriye kalan köyün kilisesi bugün cami olarak kullanılmaktadır.
Kalkan koyunun açıklarında, üzerinde yerleşim olmayan Çata Adası bulunuyor.
Patara
Hititçe’de Patar, Likya dilinde Pttara olarak anılan kentin MÖ 8. yüzyılda var olduğu yapılan kazılar sonucu ele geçen somut verilerle kesinleşmiştir ve İskender’in kuşattığı kentler arasında yer aldığı bilinir. Patara, Roma döneminde de çok önemli bir kent olmuş ve Likya-Pamphilya eyaletlerinin başkentliğini yapmıştır. Patara limanı, hububat deposu ve sevki açısından önem taşımıştır, bu nedenle doğu Akdenizde bulunan 3 hububat deposundan biri (Granarium) Patara’da bulunmaktadır. Bizans döneminde de gelişmesini sürdüren kent, hıristiyanlarca da önemli sayılmış. Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın da Pataralı olduğu söylenir.
Patara yazısı
400 metre genişliğinde ve 1600 metre derinliğindeki Patara limanının kumla dolmaya başlaması ve teknelerin yanaşmakta güçlük çekmeleri, Patara’nın giderek önemini yitirmesine neden olur. Rüzgarın savurduğu kumlar zamanla limanı doldurur ve kenti büyük ölçüde örter. Bugün kentte görülebilecek kalıntıların bir bölümünün kumlar altında olduğu dikkati çekecektir. Ancak son yıllarda yapılan arkeolojik kazılarla kent, üzerini örten kumlardan arınmaya başlamıştır.
Gelemiş köyünden 2 km sonra yol kenarında Patara’daki kalıntıların en görkemlilerinden Roma Zafer Takı görülür (Metius Modestus). Zafer takı, M.S. 1. yüzyıl sonlarında yaptırılmıştır. Tepeye doğru görülebilecek kalıntılar arasında Bizans bazilikası ve kutsal alanlar bulunmaktadır. Tiyatro tepenin yamacındadır. Tiyatronun yaslandığı tepede büyük bir sarnıç ile bir anıt mezar bulunmaktadır. Eski liman şimdi sulak alan durumunda.
Patara Plajı
Patara kumsalı, çevredeki kumsalların en uzunu ve en görkemlisidir. 12 km. uzunluğundaki kumsalın derinliği yer yer 200-300 metreye ulaşır. Kumu incedir. Deniz ise sığdır. Hemen hemen hiç durmayan rüzgarı nedeniyle rüzgar sörfü için de uygundur. Patara kumsalı deniz kaplumbağalarının (Caretta caretta) yumurta bıraktıkları yerler arasında bulunduğu için koruma altındadır.
Patara plajından içeriye, antik kente, rüzgarla taşınan kumulların önüne geçilebilmesi için setler oluşturulmuştur.
Dalyan
Dalyan, Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı bir belde. Köyceğiz Gölü dalyanı (Türkiye genelinde, kısaca Dalyan denir) bu beldede yer alır.
Dalyan, Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birleştiren ana kanal üzerinde bulunur. Dalyan kanalının denize ulaştığı yer olan İztuzu plajı deniz kaplumbağaları olan Caretta Caretta’ların yumurtalarını bıraktıkları kumsallardan biridir. Kaunos antik kenti de Dalyan’dadır. Beldenin 8.000 dolayında nüfusu vardır. Pek çok ünlü turizm merkezine yakın olmasına rağmen turistik açıdan nispeten daha az gelişmiştir. Bunun sebebi, Dalyan’ın ana yoldan 12 km içeride bulunmasıdır. Adından anlaşılabileceği gibi geçmişte Dalyan’ın önemli geliri balıkçılıktı, pamukçuluk ikinci sırada yer alıyordu. Günümüzde en önemli iktisadi faaliyet turizmdir. Dalyan’da 100’ün üzerinde konaklama yeri, 20’nin üzerinde lokanta, birçok seyahat acentesı ve alışveriş yerleri bulunur.
Ölüdeniz
Ölüdeniz, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı bir beldedir. Ölüdeniz kumsalı yüzde seksen iki oyla 2006 yılında Dünya’nın en güzel kumsalı seçilmiştir.
Belde, turizm açısından oldukça gelişmiştir. Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ’da “Uzak Diyar” olarak tanınır, Anadolu’nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası’da bulunur. Türkiye’de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.
Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz’de sadece çırpıntılar meydana gelir.
Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz’de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açıkdenize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açıkdenizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.
Ulaşım ve konaklama
Beldeye hem kara, hem deniz, hem de havayolu ile ulaşmak mümkündür. Antalya, İzmir, Ankara, İstanbul gibi merkezlerden Fethiye ilçesine düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. Dalaman Havaalanı da beldeye bir saat mesafededir. Fethiye Ölüdeniz arası 12 km’dir. Fethiye’den beldeye düzenli ulaşım imkânları bulunmaktadır.
Beldede nitelikli birçok otel, pansiyon, ve kamp yeri mevcuttur. Her türlü deniz sporunun yapılabildiği beldede safari, dağcılık, yürüyüş ve rafting yapma olanaklarıyla birlikte Babadağ’dan 2000 metre yükseklikten “Yamaç Paraşütü” ile atlama imkânı da vardır.
Semtleri
Hisarönü
Fethiye-Ovacık karayolu üzerinde, çam ormanları içerisinde yer alan, köy niteliğindeki bu semt, otel ve pansiyon olarak 3000 civarında yatak kapasitesi ile gelişmiş turizm merkezlerinden biridir. Daha çok İngiliz turistlerin ilgi gösterdiği sakin bir dinlenme köyüdür.
Ovacık
Ovacık şehir merkezine 6 km. uzaklıkta. Ölüdeniz’e uzaklığı 5 km’dir.[2] Fethiye-Belceğiz-Ölüdeniz yolu üzerinda sağlı sollu pansiyon ve otellerin yer aldığı bu semt eski ve yeninin kaynaştığı bir turizm semtidir.
Belceğiz-Ölüdeniz
Ölüdeniz (Belceğiz) plajı
Ölüdeniz lagünün bulunduğu semttir. Kıyı bandı, Özel Çevre Koruma Kurumu Bsşkanlığı ‘nca tanzim edilen Belceğiz’de modern tesisler yer almaktadır. Belceğiz semtinde her türlü konaklama yeme-içme ve eğlenme, halka açık plâjlarada da her türlü su sporu yapma olanağı vardır.
Belceğiz’in güneydoğu devamında KIDRAK Millî Parkı’nda iyi düzenlenmiş bir kamp yeri ve ötesinde Uzunyurt köyü vardır.
Belceğiz’in kuzeybatısında fotoğraflar çokça yer alan Kumburnu ve Ölüdeniz yer almaktadır. Bu yöre 1978 yılında Millî Park olarak belirlenmiş olup, 1. derecede doğal sit alanıdır. Kumburnu günübirlik dinlenme plâjı olarak kullanılmaktadır.
Görülmeye değer yerler
Kelebekler Vadisi
8 Şubat 1995’de 1. derecede doğal SİT ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide milyarlarca kelebeğin kayalarda, ağaçların gövdelerinde ve yapraklarında bulunup etrafı sarmasından dolayı bu ismi almıştır.
Vadiye ulaşım Ölüdeniz’deki sahilden kalkan teknelerle sağlanır.
Gemiler Adası
Ölüdeniz beldesinde batısında ve takriben 7 km. uzağındadır. Adada M.S. 5-13. yüzyıllarda yapıldığı anlaşılan Bizans ve Roma devirlerine ait ev, depo, sarnıç ve kilise kalıntıları bulunmaktadır. Gemiler Adası, koruması gerekli tarihi değerlerden biridir.
Kaya Köyünün arkasındaki tepeyi aşarak gelen yol, sizi zeytin ve çam ağaçlarıyla çevrelenmiş bir başka güzelliğe, Gemiler Koyuna ulaştırıyor. Gemiler Koyunun tam karşısındaki kaplı St. Nicholas’a (Gemiler Adası) bir tekne ile geçebilir ve Bizans döneminden kalma kalıntıları görebilirsiniz. 1990 yılında bir Japon Arkeoloji Heyeti’nin Fethiye Müzesi ile birlikte başlattığı kazılarda gün ışığına çıkartılan buluntulardan, adanın erken Hıristiyanlık döneminde önemli bir ziyaret merkezi olduğu ve denizler azizi Nicholas’ın bu adada yaşadığı anlaşılıyor.
Antik çağda “Telmessos”, yakın çağda “Meğri”, 1934’den itibaren Fethiye adını alan ilçe Roma-Bizans devirlerinden kalma lahitler, ünlü Aminthas tapınak mezarı ve müze turistlerin ilgisini çeken mekânlardır. Fethiye halk pazarı da son zamanlarda ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmaya başlamıştır.
Ölüdeniz’de günübirlik deniz turları
Fethiye sahilinde ve Ölüdeniz sahilinde bulunan teknelerle yapılan gezilerde Aya Nikola Adası, Gemile Koyu, Karacaören, 12 ada ve Göcek’i gezmek mümkündür.
Yapılabilecek faaliyetler
Ölüdeniz’de yamaç paraşütü
1975 metre yükseliğindeki Babadağ’dan deneyimli bir pilot eşliğinde başlayan serüven 30-40 dakikalık bir uçuştan sonra Belcekız plâjında tamamlanmaktadır. 1700 metre yükseklikteki uçuş noktasına ciplerle gidilmektedir. 25 km’lik toprak ve engebeli yol 50 dakika sürer. 1700 metrede rüzgâr yeterli değilse, 1900 metreye çıkılır. Tulum ve kasklar takılarak, pilota ve paraşüte bağlı harness (oturak)a oturulur, pilotun paraşütü çekmesiyle paraşütler şişer, birkaç adımlık koşuyla açılıp yükselinir ve uçmaya başlanır. Deneyimli pilotlar yamaç paraşütüyle 3500 metre yüksekliğe kadar çıkabilmektedir ve havada beş saat kalınabilmektedir. Yamaç Paraşütü organizasyonu yapan acentalar Ölüdeniz sahilinde bulunmaktadır.
Ölüdeniz’de su altı dalışı
Ölüdeniz Belcekız’da bulunan dalış acentaları ile günübirlik ve haftalık turlar düzenlemektedirler. Bu turlarla dalış sertifikaları almak mümkündür.
Kelebekler Vadisi
Kelebekler Vadisi, Muğla ili, Fethiye ilçesi Ölüdeniz belde sınırları içerisinde bulunan doğal bir hazinedir. Sahip olduğu endemik türler nedeniyle dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ’ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 8 Şubat 1995’de 1. derecede doğal Sit ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 80’den fazla kelebek türünden ve özellikle kaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi’nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz’e ulaşır.
Kelebekler Vadisi’nin özgün coğrafi yapısı, bitey ve direyi bilim çevrelerinin, özellikle botanikçilerin ve entomologların inceleme ve laboratuvar çalışmalarına konu olmakta; ulusal ve uluslararası çevre örgütlerinin ve ekolojik oluşumların dikkatini çekmektedir.
Kelebekler Vadisi’ne ulaşım Ölüdeniz’den kalkan teknelerle sağlanır. Faralya (Uzunyurt) köyünden bir patika Vadi’ye ulaşır; fakat ipli tırmanış rotaları ve değişken yüzeyi nedeniyle, bir rehber eşliğinde yapılmalıdır.
Kelebekler Vadisi’nde doğal yaşamı korumak ve bunun için gereken önlemleri alarak projeleri hayata geçirmek amacıyla bir tesis meydana getirilmiştir. Ziyaretçilere çadır ve ağaç evlerde konaklama imkânları sunan işletme günlük 500 konuk kapasitesine sahiptir ve Kelebekler Vadisi’nin 100 dönümlük arazisi üzerinde ekolojik tarım yapmanın yanı sıra; arıtma, deniz temizliği ve temiz enerji hususlarında projeler gerçekleştirmektedir.
Tarihçe
Kelebek Vadisi’nin geçmişi MÖ IV. yüzyıla kadar uzanır. Likya’nın “Perdicia” isimli yerleşim yerinin bazı kalıntıları Kelebek Vadisi Kanyonu’nun hemen üstünde yer alır. Buradaki köy “Faralya” ismiyle anılmaktadır. Köyün günümüzdeki adıysa Uzunyurttur. Bizans ve Yunan uygarlığından Osmanlı’nın son zamanlarına kadar sürdürülen, yamaçların teraslanmasıyla oluşturulan bahçecilik kültürü bugüne kadar gelmiştir.
Koleksiyoncu-fotoğrafçı Rıfat Kılar 70’li yılların sonlarında vadi kelebeklerinden etkilenerek buraya “Kelebekler Vadisi” demek lazım diyerek “Güdürümsu” diye bilinen koyun ismini, ilk defa farklı şekilde telaffuz etmiş oldu. Arkadaşı olan H. Deniz Bayramoğlu 1987’de bu ismi kullanarak “Kelebek Vadisi” nin doğmasına neden olan işletmeyi başlattı. Amaç doğayla uyumlu bir yaşam modelinin temellerini atmak ve bunu tüm dünyayla paylaşmaktı. Başta müzisyen Nezih Topuzlu ve H. Deniz Bayramoğlu olmak üzere, doğasever bir grup vadiyi koruma misyonu üstlendi. Yoğun bir kampanyayla gereken ilgiyi çekmekte gecikmediler. Bölgedeki imar yasaklarının sürdürülebilir bir koruma için yetersiz olduğundan hareketle, aktif koruma adını verdikleri doğayla uyumlu farklı düşünce ve etkinlikleri bir araya getiren bir merkez oluşturmaya çalıştılar.
Ulaşım
Kelebekler Vadisi’ne, Fethiye üzerinden Ölüdeniz’e gelerek ulaşılır. Fethiye’ye 55 km. uzaklıktaki Dalaman Havalimanına Türkiye ve Avrupa’nın pek çok şehrinden uçuşlar düzenlenmektedir. Bir diğer büyük havalimanı olan Antalya Havalimanı, Fethiye’ye yaklaşık 200 km. uzaklıktadır. Türkiye’nin her yerinden Fethiye’ye sık ve düzenli otobüs seferleri vardır. Fethiye’den Ölüdeniz’e minibüs veya taksi yoluyla gelinerek, kumsaldan günde 3 defa servis yapan tekne ile veya Kelebekler Vadisi’nin zodyak teknesi ile ulaşılabilir.
Özellikleri
Kamp ve doğa turizminin Türkiye ve dünyadaki en iyi adreslerinden biri olarak gösterilen Kelebekler Vadisi’nde, her yıl 1 Mart- 1 Kasım tarihleri arasında hizmet veren işletmenin bilgisi dışında konaklamak mümkün değildir. Su ve elektrik enerjisi devlet tarafından değil, işletme tarafından sağlanmaktadır. Bu sebeple Kelebekler Vadisi’ne günde 3 kere elektrik verilmektedir. Sıcak su güneş panelleri aracılığıyla sağlanmaktadır. Kumsal veya toprak zemin üzerine kurulan çadırlarda, bungalovlarda veya teraslarda kalışın yanı sıra, işletme ziyaretçilere doğal ve ekolojik açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği; ortak kullanıma açık tuvalet ve duşlar sunmaktadır. Vadi’nin izole yapısı nedeniyle işletme, ziyaretçi ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli bütün düzenlemeleri yapmıştır ve konukların güvenliğinden sorumludur.
Aktiviteleri açısından da dikkat çekici olan Kelebekler Vadisi’nde, sezon boyu birçok eğitmen ve uzman eşliğinde dersler ve seminerler düzenlenir. “Kelebekler Okulu Projesi” olarak adlandırılan projeyle, sanatsal, zihinsel ve bedensel disiplinler yoluyla doğaya duyarlılığı arttırarak çevre bilincini uyandırmak ve eğlence ve dinlence anlayışını geliştirerek doğa ile uyumlu yaşam düsturunu kitlelere ulaştırabilmek hedeflenmektedir. Ücretsiz olarak düzenlenmiş atölyeler arasında bu yıla kadar, sanatsal aktivite ve atölye çalışmaları, denizcilik, balıkçılık, mutfak, ziraat, elbecerileri kursları ile kişisel gelişim, yoga, meditasyon, tasavvuf, doğu felsefesi (kadim bilgelik öğretileri) vb. bulunmaktadır.
Saklıkent
Saklıkent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşıdırabileceği Kalkerli arazide fay çatlaklarınında yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km , yüksekliği 200 m’dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer. Eşen Çayının bir kolu olan Karaçayın debisi Kanyon çıkışında 14-17 m³/sn’dir.
Kanyonun tabanı şiddetli akan suyla dolu olduğundan, su içinden geçmek imkansızdır.Giriş kanyonun dik yamaçlarına demir çubuklarla tutturulan 200 metrelik tahta bir köprüyle yapılabilmektedir. Köprüden sonrasında oldukca soğuk olan güçlü Karstik kaynaklar bulunur. Yaz mevsiminde Fethiyelilerin piknik yeri olarak kullandığı alana yılda 180-210 bin turist gelir.
Kanyonun çevresinde 06.06.1996 tarihli Resmi Gazeteyle Saklıkent Milli Parkı ilan edilerek korumaya alınmıştır. 12.390 hektarlık milli park alanında Kaş ve Fethiyenin üçer köyü yer alır. Alanda görülen bitki topluluklarını yüksekliğe göre Maki, Kızılçam, Karaçam ve Sedir toplulukları oluşturur..
Akıntı çok şiddetlidir ve soğuk su akar. Antalya’nın batısında Patara’dan Kınık istikametine devam ederken Saklıkent sapağından 16km. Ksantos antik şehrine çok yakındır.
Kanyonun keşfi ise çok yakın bir tarihe dayanmaktadır. Rivayetlere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olur. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Saklıkent’i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklıkent bugünkü halini alır.
Ece Saray Marina Bilgileri
Koordinatlar: 36° 37′ 55″ N 29° 06′ 10″ E
Telsiz: VHF Kanalı 73
Marina Fethiye Körfezi’nin doğu kısmında, şehrin tam karşısındadır. 400 yanaşma kapasitesine sahip olup, 60 metreye kadar yatları barındırabilir.
Naval Charts: Turkish Naval Chart 3122
Havayolu Ulaşım
Eğer uçak yolculuğunu tercih ediyorsanız Fethiye’ye en yakın uçuş noktası olan Dalaman Havaalanı bölgeye bir saatlik uzaklıkta. Dalaman Havaalanı’na İstanbul’dan her gün seferler düzenleniyor. Ayrıca diğer illerinden Dalaman’a uçakla yolculuk etmek mümkün. Dalaman’dan Fethiye’ye tercihe göre havaalanı servisleri, otobüs, taksi ya da araç kiralayarak 65 km’lik bir yolculukla ulaşabilirsiniz.
Kara Yolu Ulaşım
Fethiye’ye gelmek için kullanabileceğiniz bir diğer seçenek de şehirlerarası otobüs seferleri. İstanbul Fethiye arası otobüsle 13 saat, Ankara Fethiye arası 12 saat. Ülkemizin bir çok kentinden de Fethiye’ye otobüs seferleri bulunmakta.
Mesafeler
Dalaman Airport: 55 km 34mil
Ölüdeniz: 15 km 9mil
Çalış Plajı: 5 km 1,8mil
Göcek: 35 km 12mil
Antalya: 200 km 139mil
Kaş: 103 km 71mil
Marmaris: 130 km 50mil
Pamukkale: 235 km
Dalyan: 80 km
İzmir: 360 km
İstanbul: 814 km
Ankara: 629 km
Çeşme: 412 km
Didim: 257 km
Finike: 182km 102mil